Birçok şirket dijital dünyada doğru adımı attığını zannederken aslında yanlış kararların maliyetini aylar sonra fark eder. Yeni bir yazılım satın alınır, bir ajansla çalışılır ya da iç ekip genişletilir; ancak beklenen verim ortaya çıkmaz. Bunun temel nedeni çoğu zaman teknoloji eksikliği değil, karar alma sürecinin danışmansız ilerlemesidir.
Dijital danışmanlık, şirketlere “ne yapılabilir?” sorusundan önce “ne yapılmalı?” sorusunu sordurur. Yatırımın geri dönüşü (ROI), operasyonel riskler, ölçeklenebilirlik ve uzun vadeli büyüme senaryoları bu aşamada masaya yatırılır. Danışmanlık almadan alınan kararlar genellikle sezgiye, kulaktan dolma trendlere veya rakip taklitlerine dayanır.
Bu durum kısa vadede fark edilmez; fakat yanlış seçilmiş araçlar, gereksiz harcamalar ve uyumsuz süreçler zamanla ciddi maliyet yaratır. Dijital danışmanlık hizmeti alan şirketler ise kararlarını veri, deneyim ve stratejiyle destekler. Böylece sadece bugünü değil, 2–3 yıl sonrasını da planlar.
Özetle dijital danışmanlık bir “ekstra hizmet” değil; yanlış kararların önüne geçen bir risk azaltma ve kârlılık aracıdır.